Bilim Etiği

Bilim nedir?

Bilimin doğmasına sebep, ‘’NEDEN?’’ sorusuna bir yanıt vermek ihtiyacından doğar. Bilim doğal ve toplumsal olayların nasıl olup bittiğini açıklamaya çalışır. Nedensiz bir şey olmaz (her şeyin bir nedeni vardır) temel kabulüne dayanır. Nedenleri ortaya koyabilmek, bunları deneysel olarak sınayabilmek ve doğrulanıp yanlışlaşabilir bir şekilde ortaya koymak bilim yapmaktır.

Tanım olarak “Bilim”;

İnsanların kendilerini ve çevrelerindeki diğer varlıkları anlamak ve bu varlıkların bir­birleri ile ilişki ve etkileşmelerini inceleyip, oluşan olayları açıklayabilmek için uyguladıkları yöntem ve etkinlikler ile ilk çağlardan günümüze kadar elde edip biriktirerek yeni kuşaklara aktardıkları bilgilerin tümü olarak tanımlanabilir. Kısaca bilim, doğru düşünme ve sistematik olarak bilgi edinme sürecidir. Bilimin amacı, evrende doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırarak onu sistematik şekilde insan ve insanlık yararını gözeterek değerlendirmektir. Böylece bilim dü­şüncede, toplumda ve dünyada düzen yaratarak kişiden kişiye değişebilen yargı ve tercihler yerine tarafsız ve sağlıklı ölçütler getirir.  (Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Yayınları, Ankara, 1995)

Yapılan bilimsel çalışmaların hepsi insalığın hizmetine sunulur. Bu bakımdan bilimde, iletişim son derece önemlidir. İlk derginin yayınlandığı 1655 yılından buyana bilgi birikimi her geçen gün artmakta ve bu bilginin paylaşıldığı bilgi ağ ise genişlemektedir. Bilimsel yayınların (ürünlerin) bu iletişim ağına güvenilir bir şekilde kazandırılması gerekir. Bilimsel iletişim sürecinde “etik dışı” olarak tanımlanan bu davranışlar içine “sahtecilik”, “intihal/aşırmacılık”, “uydurmacılık” ve “yinelenen yayın yapma” gibi istenmeyen uygulamalar girmektedir. Bu kavramlar içinde sıkca karşılaştığımız intihal (plagiarism) sadece akademik çevrelerin değil, sanat ve edebiyat dunyasının da karşı karşıya kaldığı bir sorundur.

Etik nedir?

Etik; doğru ve yanlış davranışlara ilişkin kavramlar geliştiren, bu kavramları savunan ve bunların kullanımını öneren felsefe dalı biçiminde tanımlanabilir. Bilim etiği ise, bilimsel etkinliklerin yürütülmesi sırasında ortaya çıkan değer sorunları ile bunlara getirilen çözüm önerilerinin tartışıldığı alan olarak ifade edilebilir. Bilim etiği, bilimsel çalışmalarda bulunanlara, bu çalışmalar sırasında uymaları gereken ilkeleri gösterir.

TÜBİTAK (2006), etik ihlallerini ve yüzdeleri şu şekilde listelemektedir;

  • Uydurma (fabrication): Araştırmada bulunmayan verileri üretmek, bunları rapor etmek veya yayımlamak.
  • Çarpıtma (falsification): Değişik sonuç verebilecek şekilde araştırma materyalleri, cihazlar, işlemler ve araştırma kayıtlarında değişiklik yapmak veya sonuçları değiştirmek.
  • Aşırma-intihal (plagiarism): Başkalarının metotlarını, verilerini, yazılarını ve şekillerini sahiplerine atıf yapmadan kullanmak. (%20.6)
  • Duplikasyon (duplication): Aynı araştırma sonuclarını birden fazla dergiye yayım icin göndermek veya yayımlamak. (%19.6)
  • Dilimleme (Least Publishable Units): Bir araştırmanın sonuçlarını, araştırmanın bütünlüğünü bozacak şekilde ve uygun olmayan biçimde ayırarak çok sayıda yayın yapmak. (%9.5)
  • Destek belirtmeme: Desteklenerek yürütülen araştırmaların sonuçlarını içeren sunum ve yayınlarda destek veren kurum veya kuruluş desteğini belirtmemek. (%20,6)
  • Yazar adlarında değişiklik yapma: Araştırma ve makalede ortak araştırıcı ve yazarların yazılı göruş birliği olmadan, araştırmada aktif katkısı bulunanların isimlerini çıkartmak veya yazarlıkla bağdaşmayacak katkı nedeniyle yeni yazarlar eklemek veya yazar sıralamasını değiştirmek. (%19.6)
  • Diğer: Araştırma ve yayın etiği ilkeleriyle bağdaşmayan diğer davranışlarda bulunmak. (%4)

TÜBA 2002’deki raporunda etik dışı davranışların nedenlerini dört ana başlık altında toplamıştır;

  • Eğitim eksikliği; Bilimsel araştırma eğitiminin ve disiplininin verilmemesi
  • Bireysel özellikler; Bireylerin biran önce yükselme, ün kazanma, arzu ve hırsları
  • Bilimde niceliğin niteliğin önüne geçmesi; Fazla sayıda yayın yapmak ile bilimsel saygınlığın artacağı yanılgısına düşmektir.
  • Mali nedenler; Burs, proje veya sanayi desteğini kaybetme korkusuyla yapılan etik dışı davranışlar.

American College of Physicians,1998; Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği hakkında şu maddeleri belirtmiştir:

  • Araştırmanın temeli dürüstlüktür.
  • Araştırmada yanıltma kötülenmeli ve cezalandırılmalıdır.
  • Proje başvurusundan yayına kadar her basamakta dürüstlük ve ahlak esastır.
  • Araştırıcılar veri toplarken titizlik, tarafsızlık önyargısızlık ve denetime açıklık sergilemelidir.
  • Bilimsel araştırmanın temel amacı kendini yüceltme, toplumca tanınma, meslekdaşlarınca tanınma, maddi kazanç olmamalı.

İntihalin Önlenmesi için Alınan Önlemler

Dünyada bilimsel hırsızlığı önlemeye yönelik olarak çeşitli önlemler alınmaktadır. Bu amaçla 2007 yılında Çin’de “Bilim ve Ahlak Komitesi” kurulmuştur. Pakistan’da ise intihal suçu işleyen akademisyenleri yeterince cezalandırmayan üniversitelerin para yardımı kesilmektedir (Munir, 2007). ABD’de üniversiteye giren her öğrenciye davranış sözleşmesi (code of conduct) denen ve içinde intihali de içeren üniversitede uyulması gereken etik kurallarla ilgili bir sözleşme imzalatılmaktadır (Cemal, 2004). ABD’de bilimsel hırsızlığı önlemeye yönelik olarak Virginia Üniversitesi’nde özel bir birim oluşturulmuştur. Etik dışı davranışların, özellikle de intihalin önlenmesi amacıyla kurulan bu birimin başına getirilen fizik profesörü Louis Bloomfi eld tarafından geliştirilen bir program (WCopyFind) ile şüphelenilen metinler bilgisayara aktarılarak mevcut bilgi kaynaklarından ne oranda nasıl alıntı yaptıkları karşılaştırılabilmekte ve kopya metin tespit edilebilmektedir.

Ülkemizde ise TÜBİTAK, bilimsel alanda sahtekârlığın tanımlanması ve önlenmesine yönelik bir dizi çalışma yürütmektedir. TÜBİTAK bünyesinde kurulan “Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu” bu oluşumlara örnektir. Ayrıca TÜBA tarafından 2006 yılında “Bilim Etiği Kurulu” oluşturulmuştur. TÜBA Bilim Etiği Kurulu 1 Aralık 2001 tarihinde yapılan toplantıda konuyla ilgili 6 temel ilkeyi benimseyerek kamuoyuna duyurmuştur. Bu ilkeler bilimsel verilerin gerceğe uygunluğu; bilimsel araştırmanın çevre ve insanlara zarar vermemesi gereği; bilim insanlarının topluma karşı sorumlulukları; araştırmaya katkı veren kişilerin araştırmada adlarının yer alması; kaynak göstermede, alıntı yapmada kurallara uyulması; eğitimde ve akademik etkinliklerde etik kurallara bağlı kalınması şeklinde özetlenebilir (TUBA, 2001)

Türkiye’de Etik Kurullar;

  • Yerel etik kurullar (öncelikle ilaç)
  • Merkezi etik kurul (ilaç)
  • TÜBİTAK AYEK (kurumla ilgili)
  • YÖK 2007 (2008’de kaldırıldı)
  • ÜAK (doçentlik sınavı) (2009’da kaldırıldı)

Hukuki Boyutu

Etik dışı davranışların ve intihalin önlenmesinde ülkeler yasal yaptırımlar uygulamaktadırlar. Bu yaptırımların toplum koşullarına ve gelişen iletişim teknolojisine bağlı olarak sık sık gözden geçirilerek yenilenmesi karşılaşılan sorunların çözümü açısından önemlidir. TBMM Adalet Komisyonu tarafından Meclise sunulan temel ceza mevzuatına uyum öngören yasa tasarısını 07.11.2007 tarihinde benimsenmiştir. 2004 yılında hazırlanan 170 yasa maddesi üzerinde değişiklik getiren tasarı, 651 maddeden oluşmaktadır. Yasanın fikir ve sanat eserleri ile ilgili yeniliklerine göre başkasına ait esere kendi eseri olarak ad koyan kişi 6 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasına mahkûm edilir. Bu suçu, dağıtarak veya yayımlayarak işleyenlere de verilecek hapis cezasının üst sınırı 5 yıldır. Aynı yasaya göre bir eserden kaynak göstermeksizin alıntı yapanlara, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilir. Hak sahibi kişilerin izni olmaksızın, alenileşmemiş bir eserin içeriği hakkında kamuya açıklamada bulunan kişi 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılır. Bir eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı nitelikte kaynak gösteren kişiler de 6 ay kadar hapisle cezalandırılır (Temel Ceza Kanunu, 2004)

Yabancı saygın dergilerin edi­törleri Türkiye’deki bu sorunun giderek daha çok farkına varmaktadırlar. Ülkemizin bazı say­gın fakültelerinde gerçekleştirilen ve alandaki çok önemli saygın dergilerde yayınlanan bazı makalelerin sonradan ciddi etik kusurlara sahip olduğu anlaşılmış ve bizzat makalelerin yayın­landığı dergiler tarafından bu makalelerin yok sayıldığı ve Türkiye’den gelen makalelerin daha dikkatli inceleneceği şeklinde yayınlar yapılmıştır. Böyle giderse, yakın bir gelecekte etkinlik faktörü yüksek önemli dergilerde Türkiye’de Türk bilim insanlarınca üretilen bilimsel verilerin yayınlanması daha da güçleşecektir.

‘’Eğer doğru değilse yapmayın, gerçek değilse söylemeyin.’’ (Marcus Aurelius)

‘’Bilimin en önemli özelliği yanlışlığının gösterilebilir olmasıdır.’’ (Karl Popper)

’Bugünü dünden ayıran hemen her şey bilimin eseridir.’’ (Bertrand Russell)

Yorumlar (Yorum yapılmamış)

Bir cevap yazın

×

Bir Şeyler Ara